28 Şubat Yetmedi mi?

Merhabalar,

Sevgili Türkiye aşığı Atatürkçüler;

Son zamanlarda gerek televizyonlarda, gerek yazılı basında ve gerekse de internet ortamında bazı kendini bilmez yüzü kıllılar iyiden iyiye coşup, ülkemizin en değerli hazinesi ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'e saldırmaya kalktılar. Bu saldırılara kayıtsız kalan sözde Kemalist bazı yumuşakçalar da bir iki kınama yazısı yazıp meydanı boş bıraktılar.

Merak etmeyin artık MEYDAN BOŞ DEĞİL...

Kendini bilmez deyyuslara dersini verme işi bize düştü, biz de görevden kaçmıyorum. Biz, kim miyiz; tabii ki sessiz çoğunluğun, ülkesini seven, dürüst, devletine ve ordusuna bağlı, Mustafa Kemal Atatürk'ün çizdiği yolda ilerleyen güçlü ve cesur Türkleriz..... Bizim gibi düşünenlerin tercümanı olma işini üstlenmemizin nedeni ise, piyasada bağımsız, istediğini istediği gibi yazan kalemlerin iyiden iyiye azalması.

Çok değer verdiğimiz ve yazılarını büyük bir heyecanla okuduğumuz, ustamız Emin Çölaşan örneğin; Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in isminin önüne, ilk adı olan İbrahim'in i'sini ekliyerek yazıyor: İ. Melih Gökçek. Ustanın aslında niyeti açık, oradaki "İ" İbrahim'in değil, "İbne"nin "İ"si... Hal böyle olunca, dönek belediye başkanının işgüzar ve neidüğünü bildiğiz, hukuk satıcısı avukatı da Emin Çölaşan'a dava açmış: Çölaşan, aslında müvekkilime "ibne" demektedir diye. Evet, ne diyecekti. Senin müvekkilinin ibneliğini bilmeyen mi kaldı. Sizin camianızda en yaygın sapkınlıklardan biri değil midir, ibnelik. Biz işin beyin ibneliği kısmıyla da ilgileniyoruz, "makattan" ibnelik kısmıyla da... Zaten ilerleyen zamanlarda size, Necmettin Erbakan'ın oğlu Fatih'in İstanbul'un en ünlü gay barlarında yaşadığı maceraları da anlatacağız, o açıdan o avukat bozuntusu arkadaşa tavsiyelerimiz var:

1- Sevgili avukat, biz islamcının her türlüsüne karşıyız... Yumuşağına, sertine ve yukarıda bahsettiğimiz gibi cinsiyet bilinmezine de. Ancak şunu kimse unutmasın, hepimiz elhamdürillah Müslümanız. Zaten yüzde 99'unun müslüman olduğu bir ülkede salyangoz satmak isteyen bazı liberal yavşaklara da sözlerimiz olacak. Onlar, bizim gibi temiz Atatürkçüleri, haşa "ateist" gibi gösterip içten içe kuyumuzu kazmak istiyorlar. Yemeyiz... Yedirmeyiz.... Ancak, güzelim devlet sistemimizi yıkıp yerine kendi ceplerini ve haremlerini doldurmak için sözde şeriatı getirelim diyecek hötöröflere de papuç bırakmayız. Şunu unutma! Sen ve senin gibiler bizim gibiler sayesinde otlanıyorsunuz. Biz otunuzu da kesmeyi biliriz. Keseriz de, sonra sütten kesilirsiniz diye korkuyoruz. Sizi "i" sürüleri sizi....

2- Saygılı avukat, kaş yapayım derken göz çıkarmaya alışık camianız şunu bilsin: Biz buradayız gitmeyiz, ülkemizi bekleriz...

Öyle Almanya'dan kalkıp yok, sürgün devlet üzgün devlet ayaklarını bırakın. Götünüz yiyorsa çıkın meydana, hem halk sizi görsün hem de siz hanyayı konyayı... Konya değince aklımıza geldi. Emin olun, siz Konya'dan da büyük destek almıyorsunuz. Yapılan araştırmalarda belirlenmiş, Konya en çok rakı satılan il özelliğinin yanına en çok seks oyuncağı satılan il olma özelliğini de eklemiş. Biz içkiyi ve sapıklığı savunmuyoruz ama bunların sizden olmadığı açık diye düşünüyoruz. Aslında, sizler böylesiniz, kirli kirli kokan sakal bırakıp, kıla tapınırsınız sonra da eve girip hatununuza vibratör, kendinize şişme kadın, yerlerde boş yetmişlik rakı şişeleri kendinizden geçersiniz. Konya, hem sizsizin hem değilsiniz. Asla biz değiliz. Bu sözlerimizden sevgili Kemalist Konyalılar alınmasınlar, onlar bu cümlelerde kimlere dokundurmak istediğimizi gayet iyi anlarlar.

3- Yalandan avukat, burayı da iyi oku: (Gerçi sen eminiz heceleyerek okuyorsundur, ama tane tane okuman daha iyi, ancak anlarsın) Camian, cinsel sapkınlarla dolu. Sübyancılar, manken fetişistleri, oğlancılar ve plastik düşkünleri... Sen bu grubun hangisine dahilsin bilmiyoruz, ama araştırma yapar yakında öğreniriz, aslında o kadar önemli de değil. Önemli olan senin bunları biliyor olman. Sizler, son günlerde popüler olan şarkıdaki gibi "Kuşu Kalkmaz"ların güttüğü, çişini tutmaktan acizlerin, prostat ayağına yatıp, bi taraftan size nutuklar atarken bi taraftan da kürsünün altına işeyenlerin poh pohladığı dalya'raklarsınız. Aslında, sen ve senin gibiler bunlara layıksınız, ama biz temiz vatandaşlarımızı düşünüyoruz.

4- Layıksınız dedik de, Laiklik geldi aklımıza. Sana son olarak bu konuyu anlatalım İ. avukat, (Buradaki "İ" yukarıda da bahsettiğimiz, süt veren 4 harfli bir hayvanın kısaltılmışıdır) Bizler laik insanlarız. Laiklik nedir, "din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması"dır. Peki bu nasıl yapılacak, tabii ki yasalarla. Peki yasa koyucular sapıtıp sizin gibi olursa, işte o zaman başlarına bazı ŞUBAT-EYLÜL-MART ve MAYIS aylarında gelenler gelir. Yüce Türk ordusu, mehmetçiklerin oluşturduğu Atatürk'ün ordusu, bazılarına hadlerini bildirir. Şunu da belirtmeden edemeyeceğiz, sizin gibi uçkur tutmazların laiklik değince aklına gelen 'türban' meselesine de, aptal yandaşlarınıza yazdığınız gibi bakmıyoruz. Bizlerin de anneleri, anneanneleri başörtüsü taktılar, takıyorlar. Başörtüsüne lafımız yok, lafı olanın çenesini de kırmayı biliriz. O konuda endişeniz olmasın. Bizim lafımız, "7.4 yetmedi mi" dövizini elinde tutup, iyk iyk kişneyen, kızışmış kıl yığını türbanlılara. Kendi çevrelerinde azgınlıklarını gideremeyip, bizim camiayı tahrik eden bu profesyonellere de yeteriz evelallah, ancak hastalık kapmaktan korkarız. Onun için size tavsiyemiz, artık macun, viagra filan kullanını, bunları bi güzel "yatıştırın." Yoksa biz onlarla birlikte sizleri de yatıştıracağız.



Sevgili kemalistler;

Sizin hoş görünüze sığınarak bu ibnelere bazen küfrettik, etmeye de devam edeceğiz. Bunlarla anladıkları dilden konuşmak gerek. Zira bunların aklının tek çalıştığı şey sekstir. Kadınlarından biliyoruz, onu da beceremiyorlar ya, hadi neyse... Bunlara, "İ" diğerek, g.t yazarak olmaz, açık açık konuşacaksın, onları şevkatle seveceksin.

Hiç merak etmeyin. Bundan böyle sizin de sözcünüz var, sizin de gözcünüz var. 28 Şubat, sizin için düşünüldü, 28 Şubat sizin için yapıldı. Ona sahip çıkın, ona destek olun. Zira biz onlar gibi her türlü deliğimizi sattığımız için zengin değiliz. Onlar gibi köpek değiliz.

Sevgili Atatürkçüler,

Siz de boş durmayın, bir şeyler yapın. Unutmayın, Mustafa Kemal Atatürk, çalışanı ne kadar sevdiğini her fırsatta dile getirmiştir. 

Saygılarımızla, sevgilerimizle. Tanrı bizi, Atatürk'ün yolundan hiç ayırmasın....